![]() |
Aşk Sözleri Sevgilinizi Şımartacak 100 Aşk Sözü |
Aşk namaz kılmaya benzer; niyet ettikten sonra çevreye bakılmaz.
Büyük bir zat der ki; eşimle tanıştığım ilk gün, diğer bütün kadınların cenaze namazını kıldım.
Yüzüme okunmuş bir dua gibisin sevgilim. Çok şükür bugün de aşığım sana.
Öyle ucuz değil gül koklamak, gül tutan ele diken batmalı. Bir aşka gönül veren, o aşkın kapısında yatmalı…
Bir çift göze aşık ve diğer bütün gözlere körüm.
Kirli bir çocuk yüzüyüm kapında; ama dünyanın en temiz gözleriyle bakıyorum sana. Şeker değil istediğim, yüreğini koy avuçlarıma.
Boğazıma takıldı sevdan. 3 kere sırtıma vur helal de; alışık değilim harama, ondan olacak herhalde.
Yum gözünü aç elini. Yüreğim senindir. İster cam kenarına koy, güneş alsın. İster can kenarına koy, hep sende kalsın.
İnan gözümde hiç bir değerin yok, ne varsa kalbimde.
Bendeki yerin anayasadaki ilk 3 maddeye benzer sevgili; değişmez, değiştirilemez, değişmesi öneri bile edilemez.
İster yar ol, ister yara. Lütfun da başım üzerine kahrın da…
Gece midir insanı hüzünlendiren, yoksa insan mıdır hüzünlenmek amacıyla geceyi bekleyen? Gece midir seni bana düşündüren yoksa ben miyim seni düşünmek amacıyla geceyi bekleyen?
Aklımda işin yok! Durup durup aklıma gelme. Yanıma gel, konu kalbimde!
Öyle bir seveceksin ki, yüreğinden kimse ayıramayacak. Ve öyle birini seveceksin ki, seni gözleriyle bile aldatmayacak. (Can Yücel)
Sevdan üflendi bir kere süre aşk-ı kıyamet. Sen kopuyorsun yüreğimde; gönlüm gönlüne emanet.
Ölsen bile benden kurtulamazsın. Kefen olur bedenini sararım. Yağmur olur üzerine yağarım. Çiçek olur mezarında açarım. Ölsen bile benden kurtulamazsın.
Aşk bir uçurumdan düşmek gibidir, bunun amacıyla sevgiliye “yar” denilir.
Aşk; bir bakıma sobaya dokunmak gibidir. Bir defa yanarsın, izi kalır. Sonra bir daha dokunmazsın yalnızca yanına yaklaşırsın.
Öyle bir ‘yâr’ sev ki evladım; elinde su tasıyla, iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni.
Sen güllere özenme güller sana özensin, üzme tatlı canını sen güllerden de güzelsin. Bir gülüş kadar özgür istiklal kadar vazgeçilmezsin gülüm sen her şeye değersin.
Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık ”sevda” da boğulur…
Ben mahcup bir kalbi taşırım geceden. Ben sana aşık olduğumu, ölsem söyleyemem.(Özdemir Asaf)
Bana kimse sen gibi baktı mı bilmem, ama ben kimseye sana baktığım gibi bakmadım.
Gülüşünü seversin, sesini seversin, sohbetini seversin. Sevmek amacıyla illa ki yüzünü görmek koşul değil; yüreğinde duruşunu seversin.
Yağmur başladı. Gelse de ıslansak dediği biri olmalı insanın.
Ne sıradan bir sevgiyi yaşayacak kadar kolay biriyim. Ne de seni sıradan bir sevgiye malzeme yapacak kadar rastgele biri.
Mutlu olmak kimin umrunda, sen yanımda ol yeter.
Birinin gözlerine bakmak, onun rüyalarına girmeyi göze alabilmek demektir. Sevmeye kabiliyetin yoksa o gözlere bakmayacaksın.
Her yüreğin harcı değildir dokunmadan sevmek.
Açık çay içerdi hep, demli olunca bardağın diğer doğrulusunda beni göremezmiş, öyle derdi.” (Cemal Süreya)
“Çok” sevilmeye değil, “hep” sevilmeye ihtiyacım var.
Merhaba sevdiğim; ben o sevmediğin. Bugünde mi geçmedim aklının kıyılarından? (Ümit Yaşar Oğuzcan)
“Yan yana” ayrı yazılır, biz hep “sımsıkı” olalım…
Kalp midir insana sev diyen, yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek? Bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
Ey canımın sahibi yar! Sen benimle olduktan sonra kaybettiklerimin ne önemi var. (Mevlana)
Sen benim en kıymetlimsin, en güzel vazgeçilmezimsin. Sevmekle bitmeyenimsin, sen benim hakikatlimsin. En derin, en içimdesin, sen benim en güzel derdimsin…
Ve diyeceğim ki; Aşk güzel şey. Zamanında ve doğru insanla geldiği sürece.
Kalbimi bedenimden söküp senin avucuna vermek istiyorum. O senindir zira senindir bundan sonra. Sen ruhumda başladın ve bütün vücudumu kapladın. Tüm vücudum sen bundan sonra.
Büyük aşklar ya sayısızdur, ya da o’nsuz!
Acılarımı bile tatlandırıyor aşkın. Yıkıma terkedilmiş kalemin bütün hücrelerine sürülmüş iksir gibisin.
Aşk sevgilim, seni düşlerken saç diplerimin bile terlemesi.
Bil ki düşmek değildir insanları üzen. Elinden tutar gibi yapıp gerçekte itenlerdir insanı yaşama küstüren.
Ve aşk. Herkesi ona benzetip, kimseyi onun yerine koyamamaktı.
Dur ve dinle! Duyduğun her ayak sesi benim olabilir. Çalan her zilde benim parmağım kalmıştır. Perdeleri ardına kadar kapatma belki karşı binanın çatısında sana el sallayan ben olabilirim.
Aşkın gözyaşları ıslatırken sevgilinin omzunu, namacıyla bu kadar geç kaldığını sorar aşk meleği.
Aşk bazı durumlarda o elini ilk tuttuğundaki sıcaklık, gözlerine ilk baktığındaki o ışık ve tenine ilk yaklaştığındaki o tutkudur.
Ölüm dediğin nedir ki? Dönüşü olmayan tatil. Aşk dediğin nedir ki? Gençliği öldüren katil.
Kelebek gibidir aşk. Peşinden koştukça senden kaçar. En iyisi bırak uçsun, belki hiç beklemediğin bir anda gelip omzuna konar.
Şimdi o kadar zor ki geri dönmek, seni unutup diğersını sevmek ama bir şeyi anladım çok zormuş sevilmeden sevmek.
Ya çok hatalı sürete karşılaştık ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık. Biz neydik bilmiyorum. Sevgili desem değil aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte, ondan öteye gidemedik.
Aşktan yana yaşadıklarımı bilseydin eğer, halen sevebiliyor oluşuma aşık olurdun. (Elif Şafak)
Gördüğünü herkes sever, sen onda görmediğini bulacaksın. Eğer gerçek aşk istiyorsan; ten’e değil, kalbe dokunacaksın. (Bob Marley)
Bir insan aşık olunca; kıskanır, bağırır, kısıtlar, hesap sorar, sahiplenir. Ama anlayana işte.
Çıkarsız sevdim seni, üşürken ısınmaya özlem gecelerde. Yalansız sevdim seni, ölüme esen sabah yellerinde…
Sevmek zor iş, ne maaşı var ne sigortası, bir ayrılığı var bir de gözyaşı.
İkimizin hayali de aynıysa ortak bir yerde buluşmanın süreyi gelmiş http://guzelsozlerfull.blogspot.com/2016/01/ask-sozleri-kisa-2016.html demektir. Örneğin sen ve ben aynı yaşamta?
Dilek tutman amacıyla yıldızların kayması mı gerekiyor illa ki? Gönlüm gönlüne kaydı yetmez mi?
Ben güzel ruhuna aşık oldum senin. Sadece bu yüzden sadakat kokuyor bu tutku. Çünkü sen sonsuz ruh hastalığım olacaksın benim.
Eğer, gözlerin görüyor ve kulakların da duyuyorsa; sen aşık değilsin ve olman da imkansız.
Hüzün yakışmıyor bu aşka gülüm. Hüzün yakışmıyor ama: gece sen yoksun ve ben buradayım.
İnsan iki şeyi saklayamaz: sarhoş olduğunu ve aşık olduğunu.
Eskiden karanlıktan korkar yağmurdan ürperirdim şimdi karanlıklar sırdaşım yağmurlar gözyaşım oldu.
Sonunda aşk acısı olsa da sev, çok sev. Usul usul gir yüreğime, kalbim bağrım çatlasın!
Aşk, sakızdan çıkan sözler kadar kolay olmaya devam ettikçe, insanlar da onu çiğneyip tükürmeye devam edecekler.
Aşk bazı durumlarda yeni çıkan bir filmin fragmanı gibidir. Görebileceğin bütün güzellikler yalnızca tanıtımda verilir.
Gecenin karanlığında, güneşin ışığında, suyun damlasında, selin coşkusunda, kimi yanımdasın kimi rüyamda, ama hep aklımdasın sakın unutma.
Annem yaşı geliştikçe elim kolum ağrıyor diyor, ah be annem benim yaşım kaç ki her gün sol yanım ağrıyor.
Sen, hayalini kurup, sonucunda bulduğum o hayallerimdeki adam değilsin. Sen karşıma çıkıp, bana aşkı hayal ettiren ilk sevgilisin.
Aşk bittikten sonra dost kalalım diyenler! Güle diğer isim versen farklı kokacak mı?
Aşk’a sınır koyamazsın ve aşık oldun mu kalbinin esirisin onun sürüklediği yerdesin; sana acı çektirse bile.
Belki de aşk katiyen kullanılmamalıydı cümle amacıylade, esasen bir daha gönül koymak mı ortaya, tövbe!
Bazı aşklar okyanus gibidir. Görmesen de sonunun bir yerde bittiğini bilirsin, şimdi okyanuslar bile kıskanır sana olan sevgimi, görmesem de biliyorum sonunu edebiyete dek bitmeyecek.
Mürekkepten denizler, kâğıttan gemiler yaptım. Sonra adını her yere yazdım. İsmini yazınca seni sevdiğimi sandın, ben seni sevmedim sana taptım!
Aşk kaçmaktan çok kovalamak, görmekten çok özlemek, gitmekten çok beklemek, dokunmaktan çok düşünmektir.
Bir kadın aşka inanmıyorum derken, gerçekte tek bir şey söylemek istiyordur: ”Hadi beni aşka inandır.”
Eğer sema bir parça kâğıt, deniz bir şişe mürekkep olsaydı tekrar de sana olan duygularımı yazmaya yetmezdi.
Aşk’a yalan deme! Eğer öyle ise; Yusuf ile Züleyha’nın Kur’an da işi ne.
O yokken “hayır sevmiyorum, unuttum” deyip, onu görünce elin ayağın birbirine dolanıyorsa; aşıksın işte.
Beni hep hatalı anladın esasen sen. Geleceğim ol demiştim sana. Gel ecelim ol değil.
Geceleri uyuyamıyorum. Uykumun bu rüyayı bölmesinden korkuyorum. Düşlerimin sensiz kalacağından, kâbusların çevrelediği yaşamımın etmediğimiz bir usturayla geceyi doğramasından korkuyorum.
Aşk ateşten bir parçadır; evvelce ruhunu aydınlatır, sonra bedenini ıstırtır. Ama mutlaka yakar benliğini kavurur.
Gerçek aşk ya şimdi bulunmaktadır, ya da katiyen olmayacaktır. Ya ölürsün aşkın uğruna ya da esasen yaşamta kalmanın bir manası kalmaz.
Boş yere canı yanmaz insanın. Ya bir kusur bulunmaktadır geleceğe dair ya da bir fazlalık geçmişten gelen.
Bazen hiç ummadığınız birine aşık olabilirsiniz ama bu yaptığınız şeyi hatalı kılmaz. Herkes mutlu olmayı hak etmez mi?
Aşk şişe çevirmece oyunundaki şişeye benzer kimde durursa dursun ya doğruluk ister ya da cesaret.
Gözle değil ruhla görülendir aşk. Azap denizinden ruha sabır üfleyen bir dilde çıkan sevgi demetidir aşk. Onsuz olunamayacağını fikir edinenler amacıyla bulunmaz bir erdemdir aşk. Yani seninle artan bir çağlayandır aşk.
Onu gördüğünde amacıyla titrerken, sana gözleri dudaklarından evvelce tebessüm ederse işte aşk budur!
Aslında onun karşısındayken bahsetmek istemezsin. Çünkü o an susmak, www.guzelsozlerfull.blogspot.com gözlerine doya doya bakmak amacıyla en büyük fırsattır.
Eğer aşk karşılıklı olsaydı, tek doğrultulu aşkın en güzel aşk olduğunu inkâr ederdi.
Kadehime lacivert bir akşam çöküyor gülüm. Zehrini akıtarak çöküyor. Kartana dönüştürüyor her saniyeyi. Üşüyorum! Üşüdükçe seni daha çok özlüyorum.
Aşk davaya benzer, acı çekmek şahide. Şahidin yoksa davayı katiyen kazanamazsın.
Denize her bakışta sular alevleniyor. Hangi akşamlarda gizli gözlerin bilmiyorum ama ellerin bütün sırlarımı örtüyor. Avucumda yanık bir gül kokusu bırakıyorsun.
Aşk diye bir şey yaşıyorum. Ne tek doğrultulu demeye dilim var. Ne de karşılıklı olduğuna ispatım.
Şimdi burada, ben burada kırılgan bir mıh gibi duruyorum. Vuruyorum kendimi sensizliğe, sensizlik batmıyor canıma, yalnızca acıtıyor beni.
Dünde, bugünde, yarında? Yüreğin kadar yanındayım kendini yalnız hissettiğinde elini kalbine koy; ben hep ordayım!
Bu gece bir gözyaşı medeniyeti kuruyorum. Karşı durdukça büyüyen devleşen ve bütün engellemelere karşın beni de yutmaya hazırlanan bir medeniyet. Ama dörtnala giden bir atlı gibi sökün ediyor yaşları; dizgin ne fayda?
Yürekten akan sözler yüreğe akar. Ağızdan çıkan sözler ise bir kulaktan girer bir kulaktan çıkar.
Bana büyük bir şaka yap gülüm! Kaldır gecenin lacivert perdesini gülümseyen gözlerinle. Yarına çıkart beni ne olur.
Sus be yüreğim, ben de biliyorum özlediğimi; sus da bilmesin özlendiğini.
Temiz cesur insanlar hiçbir vakit rahat yaşam yaşayamazlar, zira kendilerini diğerlarının mutluluğu amacıyla feda ederler.
Asla aşk acısı çeken birine aşık olmayın; zira o şahıs yaralıdır ve yara bandı olarak da sizi kullanır.